Time lapse tekniği süreç görüntülemede kullanılan yegâne tekniktir. Çünkü arkeolojik kazılar gerçekten çok uzun zamana yayılan çalışmalardır. Bazen çok küçük bir parçanın çıkarılması için aylarca çok ince işçilikle yürütülür çalışmalar.
Genelde inşa faaliyetlerinde kullanılan long term time lapse tekniği neden arkeolojik alanlara uygulanmıyor? Örneğin Göbeklitepe’ye time lapse sistemleri kurulmuş olsaydı, hem arkeologların elinde eşi bulunmaz bir kaynak olacaktı hem de görselliği yüksek bir video ile Göbeklitepe’nin tanıtımına muhteşem bir katkı sağlanacaktı.
Time lapse tekniği ile oluşturulan videolar genelde herkes tarafından ilgiyle izlenir. İnsanlar algılarıyla fark edemedikleri değişimleri sadece time lapse tekniği ile görebilirler. Türkiye’de Göbeklitepe benzeri muhteşem pek çok arkeolojik alan var. Bunların çoğu için time lapse tekniği uygulanabilir, sonuç videonun izlenme sayıları milyonları geçebilirdi. Hatta akademik alanlarda referans olabilecek bir kaynağa da sahip olurduk. Üstelik bu teknikle tarihi eserlerin çalınmasının, zarar görmesinin de önüne geçilebilir, elde edilen görüntüler kanıt olarak kullanılabilirdi. Ayrıca DSLR kameralar ile çekilen fotoğraflarda EXIF dediğimiz, tarih, zaman, GPS koordinatı, kamera marka modeli, lens açıklığı, çekim modu, çekim ayarları gibi pek çok veri saklanır. Bu bilgiler, fotoğrafın arşiv etkisini pekiştirir.
Peki arkeolojik alanlarda yapılacak arkeolapse uygulamalarında karşımıza çıkabilecek sorunlar nelerdir?
Öncelikle arkeolojik alanlar devlet kontrolünde olan yerlerdir. Dolayısıyla arkeolapse uygulaması sırasında pek çok bürokratik engelle karşılaşmak olasıdır. Bu da arkeolapse uygulamasının gecikmesine hatta yapılamamasına neden olabilir. Bu konuda sponsorluklarla ilerlemek mümkündür. Lakin arkeolapse uygulamasının ücretini kazıyı yapan üniversiteye yüklemek çok doğru olamayacaktır. Bu nedenle bu sorunun aşılabilmesi için özel sektörden destek alınmalıdır. Eminim ki, bu konuda destek olacak çok fazla girişimci olacaktır.
Bir diğer sıkıntılı konu da arkeolojik alanlardaki çalışmaların çok uzun sürmesidir. Hatta çoğu arkeolog meslek hayatını sadece bir alanı kazarak bitirebilir. Bu nedenle arkeolapse yapılacak alanlar iyi seçilmeli, planlama düzgün yapılmalıdır. Tabi süreç uzadıkça maliyet de doğru orantılı olarak artar.
Enerji konusu da bir diğer sorun olarak karşımıza çıkar. Genelde arkeolojik alanlar şehir merkezlerinden uzak, kırsal alanlar olabiliyor. Bu da sabit bir enerjinin yokluğu demek. Fakat long term time lapse sistemleri güneş hatta rüzgâr enerjisiyle bile çalışabilir. Böylece bu sorunu halletmek mümkündür. Ama kırsal alanlarda enerji sıkıntısı dışında bir başka sorun daha var. O da mobil ağların olmayışı yahut zayıf oluşu. Lakin arkeolapse yapacak long term time lapse sistemlerin sağlıklı çalışabilmesi için bir ağa bağlı olması gerekli. Böylece sistemde bir sıkıntının olup olmadığı, kamera camlarının temiz / pis oluşu gibi durumlar hakkında bilgi edinilebilir. Bu sistemler muhakkak bir ağa bağlı olmalıdır.
Sistemlerin iklim şartlarına karşı dayanıklı olması da bir başka sorundur. Long term time lapse uygulamalarında kullanılan sistem kutuları genelde iklim şartlarına dayanıklı, su geçirmez ve termostatlıdır. Böylece aşırı ısınmalara karşı sistemler korunur.
Sonuç olarak arkeolojik alanlarımızda long term time lapse uygulamaları yapmalıyız. Ben bir long term time lapse uygulayıcısı olarak bunu bir eksikliğimiz olarak görüyorum. Dünyada da çok fazla örneği olmayan arkeolapse uygulamalarına hızla başlamalı, ülke tanıtımına, arkeoloji bilimine destek olmalıyız.
Linkedin linki:
Örnek arkeolapse uygulaması
Tolga Akbaş
Sanatçı ve Süreç Görüntüleme Uzmanı
More Stories
Time lapse ve Entropi: Zamanın Akışında Karmaşıklık ve Düzenin Dansı
“Yemezsen Arkandan Ağlar” projesi
Time lapse sadece 3 karede!