Time Lapse Türkiye

Time lapse tekniğine dair her şey!

Dikkat : Time lapse şartnamesi nasıl hazırlanır?

TIME LAPSE ŞARTNAMESİ NASIL OLMALI?

Time lapse uygulaması yaptırmak isteyenlerin işe başlangıç aşamasında en çok zorlandığı konu genelde şartname konusu oluyor. Uzun yıllardır bu işin içinde olan biri olarak bazen karşıma öyle şartnameler geliyor ki, sanki istenen iş, time lapse dışında bir iş gibi.  Bu kafa karışıklığını gidermek ve time lapse uygulaması yaptırmak isteyenleri uyarmak için böyle bir yazının gerekli olduğunu düşündüm.  O zaman başlayalım.

Time lapse, belli zaman aralıkları ile çekilen fotoğrafların, programlarla video haline getirilmesidir. Kısa zaman aralıklarını kapsayan işler, video ile de çekilebilir. Fakat iş uzun süreçleri çekmeye gelince konuya profesyonelce yaklaşmak şarttır.

Öncelikle time lapse işini vereceğiniz firmaya güvenmeniz gerekir. Bu güveni sağlayan şey de firmanın uzmanlığıdır. Pek çok yazımda da dile getirdiğim gibi “time lapse” işi bir prodüksiyon, fotoğrafçılık işidir.  İyi prodüktör ve iyi fotoğrafçının yapabileceği bir iştir time lapse. Dolayısıyla şartnamenin ilk ve en önemli maddesi bu olmalıdır. Firmaların, ulusal / yerel kanal deneyimli ve fotoğrafçılık eğitimi almış birileriyle çalışmaları menfaatlerine olur. Sonuçta çıkacak video da bu sayede kapalı toplantı salonlarında kalmaz, ulusal ve yerel medyada hatta sosyal medyada bolca izlenen bir video haline gelir. Bu bilinirliğinizi artırma yolunda da önemli bir adımdır.

“Madde 1 : İşi yapacak firma çalışanları prodüktörlerden ve fotoğrafçılardan oluşmalıdır”

Gelelim teknik konulara. Her yeni gün yeni inşaatların başladığı ülkemizde, time lapse diye bir işin varlığından haberdar olanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Kimisi time lapse videolarını ilgiyle izleyip, bir pazarlama aracı olarak kullanırken, kimisi de sizi kandırıp cebinizdeki paraya göz dikiyor. Şimdi bahsedeceğim konu cebinizdeki paraya göz dikenler. Tüm dünya üzerinde profesyonel time lapse işleri DSLR dediğimiz profesyonel / yarı profesyonel kameralarla çekilir. Bu kameraların en büyük avantajı sahip oldukları büyük sensörlerin (görüntü algılayıcı) kaliteli görüntü vermesidir. Bir diğer avantaj ise değiştirilebilir lenslere sahip olmalarıdır. Bu sayede çok uzak bir noktadan bile optik zoom yaparak (dijital zoom’dan bahsetmiyorum) çok kaliteli görüntü elde edebilirsiniz.  Ayrıca büyük sensör yüksek çözünürlük demektir. Bu sayede 4K, 8K hatta daha yüksek çözünürlükte fotoğraf elde edebilirsiniz. Bu ne demektir, fotoğraf çözünürlüğünde video! DSLR makinelerin RAW formatında çalışabilme avantajını da buraya bir not olarak bırakıyorum.

DSLR konusu böyleyken karşınıza “bizim sistemlerimizle de time lapse yapılır” diyen güvenlik kamera işi yapan kişiler çıkar. Güvenlik kameraları özünde küçük ve kolay kurulabilir olmak zorundadır. Bu da onların elinden büyük sensör avantajını alır. Küçük sensörlerle çalışmak zorunda kalan güvenlik kameraları vadettiği çözünürlüğe bile ancak upscale ile çıkar. Upscale dediğimiz el sabunu büyüklüğünde bir fotoğrafı, yazılım kullanarak (çekip uzatmak) 1080p (1920*1080) boyutuna ulaştırmaktır. Sonuç fotoğraf her ne kadar büyük olsa da asıl boyutu sabun kadardır. Yani güvenlik kamerası görüntüleri aldatıcıdır. Bunun dışında inşaat firmalarının “hem time lapse çeksin hem de güvenlik amacıyla kullanayım” düşüncesi de yanlıştır. Time lapse özünde sabit noktadan, kadraj değişikliği olmadan yapılmalıdır( slider kullanılarak yapılan hareketli time lapse konusu ayrı) Fakat güvenlik kameralarının kullanıldığı time lapse işlerinde bu kurala uyulmaz. Yapıyı tümden gören bir açı, bir sonraki fotoğrafta oturmuş sigara içen şantiye çalışanlarına bakıyor olabilir. Sürekli değişen kadraj ve titremeler kalitesiz görüntü ile birleşince, ortaya ya bir şey çıkmaz, ya da çıkan şey izlenebilir olmaz. Bu tecrübeyle sahiptir. Türkiye’nin en büyük inşaat firmalarından biri güvenlik kamerası ile çektiği görüntüleri bana gönderip “bu görüntülerden time lapse video istiyoruz” dedi.  Görüntüleri incelediğimde yukarıda yazdığım her şey vardı. Sürekli kadraj değişiklikleri, titremeler vs… Geri dönüş yapıp bu görüntülerden bir şey yapılamayacağını söylemek zorunda kaldım. Ucuz olsun, hem de güvenlik amacıyla kullanayım derseniz başınız çok ağrıyacaktır. Time lapse kamerası kendi işini yapsın, güvenlik kamerası kendi işini. Madde 1’deki gibi işin ehli, uzman kişilerle çalışın.

Bir diğer konuda DSLR kamera kullanmasına rağmen size cep telefonu pazarlar gibi davrananlardır. Söylemleri şu şekildedir; “Sistemler güneş enerjisiyle çalışır, fotoğrafları buluta atar, şu kadar zaman aralığıyla çeker, 3G / 4G kullanır, dayanıklı kasa yapısı vardır vs..” Şimdi eğer siz time lapse sistemi alıp evinizde buzdolabının yanına koyacaksanız bu açıklamaları ciddiye almanız normaldir. Ama siz sonuç video istiyorsanız bunların hepsi anlamsızdır. Yine Madde 1’e döneceğim, işim profesyonelleri zaten ne gerektiğini neye ihtiyaç duyulduğunu bilir. Şöyle düşünün, firmanıza tanıtım filmi çekeceksiniz. Profesyonel bir firma ile anlaştınız ve firma çekim yapmak için geldi. Ne yaparsınız, “kamera çözünürlüğü ne, bunda internet bağlantısı var mı” gibi sorular mı sorarsınız, yoksa sonuç videoya mı odaklanırsınız. Herkesin uzman olduğu bir iş var. Ve bırakın insanlar uzmanlığını göstersin.

Madde 2: Çekimlerde,  4K ve üzeri çekim yapabilen DSLR kameralar kullanılmalı, fotoğraflara online (çevrimiçi) erişim olmalıdır.

 

Time lapse uygulaması yaptıracak kurum / kuruluşların takıldığı bir diğer nokta da çekilecek fotoğraf sayısı ve interval dediğimiz, iki fotoğraf arasındaki zaman farkıdır. Çoğu kurum, çok fotoğrafın daha iyi olduğunu düşünür. Aslında bu biraz göreceli bir şeydir. Makine kurulumlarında çok fotoğraf iyi olabilirken, inşa çalışmalarında gereksiz bir durum ortaya çıkarır. Kurumların yapması gereken, doğru bilgiyi, doğru şekilde time lapse uygulayıcısı ile paylaşmak olmalıdır. Profesyonel uygulayıcı yapıyı ve çalışma saatlerini göz önünde bulundurarak, iyi bir video için çekilmesi gereken fotoğraf sayısını ve interval’i doğru bir şekilde belirler. Unutmayın, DSLR kameraların da bir ömrü vardır, çok fotoğraf bu kameraların ömrünü tüketir, ayrıca çok fotoğraf demek daha fazla veri demektir. Fotoğrafların mobil ağ üzerinden gönderildiğini düşünürsek bu daha fazla data ücreti anlamına gelir.  Fazla fotoğraf isterseniz daha fazla ücret ödersiniz.

Madde 3: Çekilecek fotoğraf sayısı ve interval time lapse uygulayıcısı tarafından belirlenip, firma ile paylaşılmalıdır.

 

Bir de bu işin mutfağı var tabi. Çekilen fotoğrafların tümünün kullanılır nitelikte olduğunu düşünmek büyük yanılgıdır. Kuzeye bakar şekilde konumlandırılan bir kamera güneşten etkilenmez ama önünde uzayan gölgeler kullanılması zor görseller ortaya çıkarır. Doğuya / batıya yahut güneye bakar şekilde konumlandırılan kameralarda da ters ışık faktörü kullanılabilir görsel sayısını düşürür. Dış çekimlerde durum böyledir fakat iç çekimlerde (makine kurulumu vs..) yapay ve sabit ışıklandırma kullanılabilir görsel sayısını önemli ölçüde artırır. Kısacası, çok fotoğraf çektik hepsini kullanalım diye bir durum yok. Zaten hepsi kullanılsa 1-2 saatlik time lapse videolar ortaya çıkar ki kimse bu videoları seyretmez. Önemli olan tüm süreci 1-2 dakikada gösterebilmektir.  Bu da Madde 1 ile ilgilidir. Profesyonel fotoğrafçı ve prodüktör bu fotoğrafların renklerini, kadrajını doğru şekilde ayarlar. Çünkü bu konuda eğitim almıştır, bu konuda tecrübesi vardır. Nihai video sizi ve çevrenizi mutlu eder. Ham fotoğrafları da istemeyi unutmayın. O fotoğrafların hepsi “exif” dediğimiz fotoğrafla ilgili bilgileri taşır (tarih, saat, kamera marka/model, lens marka/model, GPS bilgisi-kullanılıyorsa vs..)

Madde 4 : Proje sona erdiğinde renk ayarı yapılmış, prodüksiyondan geçirilmiş video ve ham görüntüler firmaya teslim edilir. Videonun tüm efekt ve ses işçiliği ilgili firmaya aittir.

 

 

Bunlar dışında;

Kullanmak istediğiniz sistem sayısını şartnamede belirtmeniz iyi olur. Hatta sözleşmede belirtilen sayı dışında ek sistem talebi olduğunda nasıl bir ücretlendirme olacağını da göz önünde bulundurun.

Madde 5 : Projede …….. sayıda DSLR time lapse sistemi kullanılacaktır.

Proje süresi de önemlidir. Türkiye şartlarında projeler genelde belirlenen süre içerisinde bitmez. Sözleşmede süre dolduktan sonraki ücretlendirme ile ilgili maddeleri iyi okuyun. Bu tür maddeler yoksa ekletin.

Madde 6 : Proje, ………. Ay / Yıl sürecektir.

Projenin önü neresi, arkası neresi, nereden başlayıp nereye kadar gidecek, neresi ne kadar yüksek olacak, güneşe karşı konum, proje sahibinin özellikle görmek istediği önemli yer neresi vs… Sorularına cevap olan maddedir. İki tarafın bir araya gelip bu konu hakkında konuşup, öyle karar vermesi gerekir.

Madde 7: Kameraların konumlandırılacağı yerler firma ve uygulayıcı firma tarafından belirlenir.

Geldik bir can alıcı noktaya daha. Madde 1’e tekrar geri dönüyorum. Bu iş prodüksiyon ve fotoğrafçılık işidir. Bu işi yapan kişiler de şantiye çalışanı değildir. Kendilerinin ve çevresinin güvenliğini sağlayacak kadar eğitim almaları yeterlidir. Neticede şantiyede duvar örüp, beton dökmeyecekler. Ama bazı aklı evveller bu işi bir inşaat mühendisi işi gibi gösterip, şartnamelere “Şantiye içerisinde çalışacak kişilerin X yıl tecrübeli inşaat mühendisi olması gereklidir” gibi saçma sapan ibareler koydurduğunu görmekteyiz. Bu oyuna gelmeyin, inşaat mühendisi gidip işini yapsın, video ve fotoğraf çekilecekse o işin uzmanları yeterli iş güvenliği eğitimleri ve donanımlarıyla işlerini en güzel şekilde yaparlar. Aman dikkat edin!

Madde 8: Şantiye içerisinde çalışacak kişilerin İSG eğitimli ve donanımlı olması gerekmektedir.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Kafanıza takılan herhangi bir konuda beni arayınız.

Tolga AKBAŞ

535 893 43 26